Yargıtay Kararları
Ticaret şirketine çıkarılıp bila tebliğ dönen adresin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olduğunun anlaşılması ve ticaret şirketinin bu adresini değiştirmesi hâlinde, yeni adresini ticaret siciline tescil ve ilan ettirmediği takdirde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2 ve 3. fıkra hükümleri uygulanarak ticaret sicilindeki adrese yapılan tebligatın usulüne uygun olacağı anlaşılmaktadır.
Gider avansının ikmal edilmesi hususunda davacıya kesin süre verilmiş ise de, talep edilen giderin bilirkişi ücret gideri olduğu ara karardan anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece depo edilmesi istenen avansın delil ikame gideri olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kurum tarafından 2 haftalık kesin süre geçtikten sonra bilirkişi ücretini yatırıldığı dosyada mevcut tahsilat makbuzundan anlaşılmaktadır. Davacı kurum vekili, ödenek sıkıntısı sebebiyle bilirkişi ücretinin süresinde yatırılamadığını belirtmiştir. Davacı son celseden önce bilirkişi ücreti yatırdığına göre davanın da uzamasına sebep olmadığı dikkate alınarak işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
İhtarın davacıya ihtar edilip edilmediği dosya kapsamından anlaşılamamakla birlikte yapılan ihtarın da usulune uygun olmadığı anlaşılmaktadır. İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvurana gerekli bilirkişi ücretini yatırması için usulune uygun ihtarda bulunularak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
* TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Davalının Araç Kiralama İşi Yaptığını İşleten Olmadığını Kendisine Husumet Yöneltilemeyeceğini Aracı 36 Aylık Kira Sözleşmesi ile Kiraladığını İddia Ettiği/Kira Sözleşmesi ile Kaza Tarihini Kapsayan Kira Bedellerine Karşılık Kesilen Faturaları Dosyaya Sunduğu - Mahkeme Tarafından Bu Hususta Herhangi Bir İnceleme ve Değerlendirme Yapılmaksızın Karar Verildiği/Eksik İnceleme ile Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu )
* BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( Mahkemece Taraflar Arasında Uzun Süreli ve 3. Kişileri Bağlayacak Güçte Bir Kira Sözleşmesinin Bulunup Bulunmadığı Aracın Fiilen Teslim Edilip Edilmediği Ekonomik Yararlanmanın Kime Ait Olduğu Kira Sözleşmesi ve Kira Bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine Bildirilip Bildirilmediği Hakkında Gerektiğinde İşleten ve Kiracının Ticari Defter ve Kayıtları Üzerinde Bilirkişi Marifetiyle İnceleme Yaptırılması Gerektiği )
* EKSİK İNCELEME VE HATALI GEREKÇE ( Kira Sözleşmesinin Fatura Ruhsat ve Cari Hesap Hareketleri Gibi Yan Delillerle Desteklenip Desteklenmediği Davalının İşletenlik Sıfatının Devam Edip Etmediği Hususları Tartışılarak Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerekirken Eksik İnceleme ve Hatalı Gerekçe ile Hüküm Kurulmasının İsabetsiz Olduğu )
tüfeği sanığın elinden alarak eylemine devam etme ihtimalinin bulunması ve sanığın yaşadığı olaydan ötürü heyecan, korku ve telaşa kapılması nedeniyle mağduru karın bölgesine gelecek şekilde bir el ateş ederek yaraladığı olayda; sanık hakkında TCK.nun 27/2. fıkrası uyarınca mazur görülebilecek heyecan, korku veye telaşla yasal savunmanın sınırının aşılması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği
Dairemizin yerleşik içtihatlarına ve kabul gören uygulamaya göre kız çocuklarının 22 yaşına kadar, yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.
Kanun koyucu, iyi niyet aranan hâllerde asıl olan onun varlığıdır demek suretiyle, iyi niyetin varlığının değil, fakat yokluğunun ispat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bir başka deyişle burada bir iyi niyet karinesi mevcuttur. Aksini iddia eden onu ispatlamak zorundadır. Ancak iyi niyet iddiasında bulunan kimsenin de gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Gereken özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz ve iyi niyet uyarınca hak kazanamaz.
Alacaklının satış talebi üzerine icra dairesi artırma hazırlıklarını ve artırmayı yapmakla mükellef olup, alacaklıca paraya çevirme talebinin geri alınması mümkündür. Ancak açık artırma, kamusal bir işlemdir ve artırmanın görevli memur tarafından başlatılmasının ardından alacaklı tarafından durdurulabilmesi, kamusal işlemin niteliğine uygun düşmemektedir.
O halde, takipten önce dosya borcunun tamamının ödendiği ve alacaklı yanın da ödemeden haberdar olduğu anlaşılmakla İİK'nin 33. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir.
İcra takibinden önce yapılan ödemeden; alacaklı veya vekili haberdar edilmediği takdirde takibin başlatılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda borçlunun takip masrafları, icra vekalet ücreti ve faizden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Borçlunun ödeme iddiasını dayandırdığı belgeler incelendiğinde, ödemenin takip tarihinden önce yapıldığı görülmekte ise de, alacaklının bu ödemeden takipten önce haberdar edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığından, alacaklının takibi başlatmasında usule aykırı bir durum bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan ödemenin yasa hükmü gereğince öncelikle faiz, icra takip harç ve masraflarından düşüleceğinin kabulü gerekir.
Davacı dava konusu taşınmazda paydaş olup, paylı mülkiyette her paydaş kendi payı oranında kira bedelinin tespitini isteyebilir. Davacı da dava dilekçesinde payı oranında kira bedelinin tespitini talep etmiştir. Bu durumda Mahkemece, paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşın sadece kendi payı için kira tespiti davası açabileceği göz önünde bulundurularak davacının payı oranında kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekir.