Medeni Usul Hukuku

Medeni usül hukuku, özel hukuk yargılama usulünü konu alan hukuk dalıdır. Çekişmeli ve çekişmesiz yargı şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargının konusu davadır. Çekişmesiz yargı ise genel anlamda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan, kişinin daha çok malvarlığı ve şahısvarlığına etki eden işleri konu edinen bir yargılama türüdür.

Türk hukuk yargılama yöntem/usul/işleyişini konu alarak incelemede bulunan ve bunu belli bir çerçevede değerlendiren hukuk dalına medeni usul hukuku denir. Medeni usul hukuku, yargılama ve yargılama sürecinin hangi şekillerde ve nasıl yürütüleceğini esas olarak almaktadır. Günümüzde yürürlükte olan medeni usül yasası, 6100 sayılı HMK isimli kanundur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olan HMK, temel olarak esas alınmıştır. Birçok kez değişikliğe uğrayan bu kaynak, güncel haline ulaşmış ve açıkların kapatıldığı daha güçlü bir esas haline dönüşmüştür.  Davaların esaslarına direkt olarak etki sahibi olan medeni usul hukuku, geniş kapsamlı bir birim olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tehiri İcra Kararı Nasıl Alınır?

Tehiri icra talepli istinaf yeni yasal düzenleme kapsamında artık yapılmamaktadır. Çünkü bu kararlar yeni düzenlemeyle icra hukuk mahkemeleri tarafından verilmektedir. Bu nedenle artık istinaf dilekçesinde tehiri icra talebinin unutulması konusunu sorun oluşturmamaktadır.

Tehiri icra nedir, tehiri icra kararı nasıl alınır, sorularının yanıtı yazımızda… Ayrıca dilekçe örneği yazımızın sonunda yer almaktadır.

2020 İstinaf ve Temyiz Başvurusu Parasal Sınırı Ne Kadar?

04.02.2011 tarihli 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun m. 450 düzenlemesi ile 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırıldığından (bu kapsama, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesi ile eklenen Ek Madde 4 de dâhil olduğundan) ve bu hususta ayrı bir düzenleme öngörülmediğinden her takvim yılı başından geçerli olmak üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki parasal sınırlar için uygulanmamaktaydı.