Yargıtay Kararları

Araç İşletenin (Sahibinin) Trafik Kazasında Kusursuz Sorumluluğu

Araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.


Araç Kiralamada Araç Sahibinin Maddi Tazminat Sorumluluğu

Kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, gerektiğinde davalı malik ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.


Alacaklılara Zarar Vermek Kastıyla Yapılan Mirasın Reddi İşlemine Karşı İptal Ve Tasarrufun İptali Davası Açılması

Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardandır.


SGK Rücu alacağında birleşen gelir ve aylıklarda talep şartları

Halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar tavan miktarı ile sınırlı iken, sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…’‘ bölümü Anayasa’ya aykırılık nedeniyle iptal edilmiştir. Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, sigortalıya Kurumca yaşlılık aylığı bağlandığını iddia etmesi karşısında, Kurumdan sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanmadığı sorularak, yaşlılık aylığı bağlanmış ise, ‘‘Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır.’ hükmüne göre, iş kazası sonucu sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinde, ilgili maddenin uygulanması sonucu değişiklik bulunup bulunmadığı belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.


Ölüm Geliri ile Ölüm Aylığında Rücu Şartları

Mahkemece, meydana gelen olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığı, hak sahiplerine uzun vadeli sigorta kollarından ölüm aylığı mı yoksa kısa vadeli sigorta kolları bakımından iş kazası ölüm geliri mi veyahut da her ikisinin de bağlanıp bağlanmadığı hususları davacı kurumdan sorularak eldeki davada davacı kurumca yapılan davaya konu yardımın niteliği net olarak belirlenmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.


Boşanma Davasında Çocuğun Velayetinin Anneye Bırakılması

Boşanma (velayet) davasına ilişkin olarak ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki, gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç çocuğun babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır.


Velayet Davasında SİR Raporu Tek Başına Hükme Esas Alınamaz.

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bir heyetten rapor alınarak, her iki ebeveyn ve ortak çocuk Yiğitcan ile görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı, çocuğun halen hangi taraf yanında yaşadığı araştırıldıktan ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerekirse çocuğun beyanına da başvurularak gerçekleşecek sonucu uyarınca velayet hakkında bir karar verilmesi gerekir.


Denkleştirici Adalet İlkesinde Ekonomik Etkenler

Taraflar Arasında İmzalanan Satış Sözleşmesi Resmi Biçimde Yapılmadığından Geçersiz Olup Alıcının Satıcıya Verdiği Bedeli Sebepsiz Zenginleşme Kuralları Çerçevesinde Geri İsteyebileceği/Denkleştirici Adalet İlkesi Gereğince Güncelleme Yapılırken Güncellemeye Esas Alınan Somut Veriler Tek Tek Uygulanarak Ödeme Tarihinden İfanın İmkânsız Hale Geldiği Tarihe Kadar Paranın Ulaştığı Değerin Her Bir Dönem İçin Hesaplanması Sonra Bunların Ortalamasının Alınması Gereği


Müdahalenin Men'i ve Kal Davası (Yıkım kararı icra dairelerince yerine getirilir.)

Yüklenici, ruhsatsız olarak bir inşaata başlayamayacağı gibi, arsa sahibi de yükleniciyi ruhsatsız inşaata zorlayamaz. Ruhsatsız bina veya ruhsata aykırı bölüm, belediye veya valilikçe yıktırlır. Arsa sahibi de, genel mahkemede dava açmak suretiyle, kaçak bina veya bölümlerin kal'ini (yıkımını) ayrıca talep edebilir ve alacağı yıkım ilamını da icra kanalıyla yerine getirebilir.


Karşı Davanın Konusu Arabuluculuk Görüşmesinde Müzakere Edilmişse Ayrıca Arabuluculuk Başvurusu Gerekmez.

Asıl dava için yapılan arabuluculuk görüşmesinde karşı davanın konusunu oluşturan talepler de müzakere edilmişse, karşı dava için ayrıca arabuluculuk yoluna başvurulması gerekmez.


Seçimlik hakkın kullanılmasından sonra ıslah edilemeyeceği

Davacının dava dilekçesiyle tercih hakkını kullandığı, dava konusu işçilik alacaklarını “fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanan Türk Lirası” üzerinden ödenmesini istediği ve bu talebe değer verilmesi gerektiği


Islah ile seçimlik hakların değiştirilemeyeceği

 Dava, davalı banka tarafından kredi kullandırımı ve kredinin erken kapatılması sırasında alınan ücretlerin davalı bankadan istirdadı istemine ilişkindir. Somut olaya uygulanması gereken 6098 Sayılı TBK'nın 99. maddesi uyarınca konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacak ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Ancak yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Somut olayda davacıdan davalı Banka tarafından döviz cinsinden erken kapama komisyonu alınmış ise de, davada TL cinsinden talepte bulunan davacı alacaklının yargılama sırasında bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek borcun yabancı para üzerinden tahsilini isteyemeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yabancı para üzerinden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.