Yargıtay Kararları

Kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği ve güveni kötüye kullanması

Kamu görevlilerinin olaydaki rolleri ile sonuç üzerindeki etkinlikleri tartışılarak sonucuna göre bedeli ödenen imalatların sonradan usulünce yapılması halinde henüz tamamlanmamış işler için yasa ve nizamlara aykırı olarak önceden ücret ödendiğinin tespiti halinde, eylemin memur sanıklar yönünden 'görevi kötüye kullanma", fazla ödeme yapılmasına neden olunan imalatların gerçekte hiç yapılmadığı ya da eksik bırakıldığının tespiti halinde ise ödemeye esas alınan belgelerin düzenlenmesi fiilinin 765 Sayılı TCK.nun 339. (5237 Sayılı TCK.nun 204/2.) maddesinde yazılı “memurun resmi belgede sahteciliği ve şirket adına belgeleri imzalayan sanıklar yönünden de bu suça iştirak” suçunu oluşturacağı


Minibüs Şoförü İşçilik Alacağı Görevli Mahkeme İş Mahkemesi midir?

Uyuşmazlığın 4857 S. Kanun'un 4. Md. Sayılan İstisnalar Arasında Olduğunun Anlaşılması Halinde Dava Tarihi İtibariyle Görevsiz Olan İş Mahkemesinin Sonraki Tarihte Yürürlüğe Giren Bir Düzenleme İle Görevli Hale Geldiğinin Anlaşılması Halinde Dahi Davaya İş Mahkemesinde Devam Edileceği


Trafik Kazasında Vefat Eden Sürücü Tam Kusurlu Olsa Bile Mirasçıları Tazminat İsteminde Bulunabilir

Trafik kazasında vefat eden araç işleteni/sürücüsü tam kusurlu olsa bile ölenin mirasçıları destekten yoksun kalan sıfatıyla, desteğin kendi zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunabilir..

“Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması hâlinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir.”


Araçta Yolcu Olarak Bulunan İşletenin (Araç Sahibinin) Trafik Kazasında Ölmesi

Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; şoförün tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan işletenin ölmesi üzerine mirasçılarının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından, destekten yoksun kalma tazminatı isteyip isteyemeyecekleri noktasında toplanmaktadır. Davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü ile işin esasının incelenmiş olması hukuka uygundur.


Araçta Yolcu Olarak Bulunan İşletenin Trafik Kazasında Ölmesi

Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının asıl amacının, üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır. O halde, araçta yolcu olarak bulunan oğlunun kaza sonucu ölümü sebebiyle davacının talep ettiği destekten yoksunluk tazminatından onun sorumluluğunu üstlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumlu tutulması mümkün olmadığından davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir.


Kısmi Ödeme Durumunda İlk Önce Masraflar ve Avukatlık Ücretinin Mahsup Edileceği

İcra dosyasında toplam alacak için takibe başlandığı, İcra Müdürlüğü'nce yapılan dosya hesabında alacağın belirlendikten sonra toplam borcun çıkarıldığı, bu tarihten sonra icra dosyasına ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. İcra Mahkemesi'nce yapılacak iş; gerektiğinde bilirkişi aracılığıyla yapılan ödemenin kısmi ödeme olması nedeniyle bu ödemenin öncelikle dosyadaki faiz ve masraflara (avukatlık ücreti de dahil) mahsup edildikten sonra bakiye dosya alacağının belirlenmesinden ibarettir.


Kalıcı Olarak Su Altında Kalan Taşınmazın İdarece Kamulaştırılması Gerektiği

Dava, Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan deliller ile özellikle 12.04.2013 tarihli keşif zaptının incelenmesinde; dava konusu 1 numaralı parselin bir bölümünün dere yatağı haline geldiği bir bölümünün ise fiilen çocuk oyun parkı olarak kullanıldığı; dava konusu 2 numaralı parselin bir bölümünün dere yatağı haline geldiği, geriye kalan bölümünün ise fiilen park olarak kullanıldığı; dava konusu 3 numaralı parselin ise büyük bölümünün sular altında kaldığı ve dere yatağı olduğu, geriye kalan bölümün ise devam eden parkın bir bölümünü oluşturduğunun mahkeme gözlemi olarak tutanak altına alındığı, başka bir deyişle dava konusu taşınmazın akarsu yatağındaki değişikliğin sürekli nitelikte olduğu ve bu kapsamda dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı gözönünde bulundurularak, taşınmazın kalıcı olarak su altında kalan bölümünün bedelinin 2942 Kamulaştırma Kanunundaki esaslar çerçevesinde tespitinin gerektiği anlaşılmaktadır. Direnme kararı değişik gerekçe ile bozulmalıdır.


UYAP üzerinden sehven yetkisiz mahkemeye dava açılması

Dosyanın hataen tevzii edildiği görülmekle, mahkemece işin esası incelenmeksizin dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekir.


İstirahatli olunan süre kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır mı?

Kıdem tazminatının hesabında tam yıl kavramının göz önüne alınması gerekir. İşçinin tam yıldan fazla istirahatli olduğu görülmektedir. Bu nedenle makul süreyi aşan istirahat süreleri kıdem süresinden sayılmaz.


Reddedilen Kısmın Temyiz Sınırı Altında Kalması Halinde Temyiz Hakkı

Davada reddedilen kısmın temyiz sınırı altında kalması halinde davalı HMK 348/1 maddesi uyarınca ancak davacının temyizi halinde katılma yolu ile temyiz hakkına sahiptir.


Yol ve tedavi masrafları

Mahkemece, Şoförler Odası gibi meslek kuruluşlarından sarfedilecek ulaşım gideri konusunda gerekli araştırmalar da yapıldıktan sonra doktor bilirkişiden dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmanın niteliği ve yapılan tedaviler göz önüne alınarak, bu tür yaralanmalarda yapılacak olan belgelendirilmeyen tedavi giderleri hakkında denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.