Medeni Usul Hukuku İçtihatlar

Müdahalenin Meni ve Ecrimisil Kararları Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi?

Gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan ilamlar, kesinleşmeden icraya konabilir.


Kira Artış Davasında Her Paydaş Kendi Payı Oranında Kira Bedelinin Tespitini İsteyebilir.

Davacı dava konusu taşınmazda paydaş olup, paylı mülkiyette her paydaş kendi payı oranında kira bedelinin tespitini isteyebilir. Davacı da dava dilekçesinde payı oranında kira bedelinin tespitini talep etmiştir. Bu durumda Mahkemece, paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşın sadece kendi payı için kira tespiti davası açabileceği göz önünde bulundurularak davacının payı oranında kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekir.


Süre Uzatım Talebinin Kabul Kararı Tebliğ Edilmedikçe Cevap Süresi İşlemeye Başlamaz.

Süre Uzatım Talebi Hakkında Davalı Tarafa Usulünce Tebliğ Olunmuş Bir Süre Uzatım Kararı Yoksa, Davalının Davaya Cevap Verme Süresinin Başlamaz - Yargılama Sırasında Hangi Tarihte Olursa Olsun Sonradan Sunulan Cevap Dilekçesinin de Süresinde Olduğu Kabul Edilmelidir.


Süre uzatım talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemişse davaya cevap verme süresi başlamaz.

Davacı kadının dava dilekçesinin diğer tarafa tebliği üzerine davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmak üzere süre uzatım talebinde bulunulmuş; mahkemece süre uzatım talebini içeren dilekçenin üzerine atılan paraf ile karşı tarafa tebliğine karar verilmiş ancak süre uzatım talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Dava devam ederken, karşı tarafa tebliğ edilen bu beyana karşı davacı kadın tarafından bir cevap verilmiş ve bu cevap dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden önce davalı erkek tarafından 12.02.2015 havale tarihli cevap dilekçesi sunulmuş, davalı tarafça dosyaya ibraz olunan bu beyan dilekçesinin erkek tarafından davaya sunulmuş cevap dilekçesi olduğunun kabulü zorunlu hale gelmiştir.


Süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen taraf yasal süre geçtikten sonra delil bildiremez.

Bu durumda; dava dilekçesinin davalıya 31.05.2012 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil (HMK. M. 129/1-e) bulunmadığından yerel mahkemenin davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkân bulunmadığının kabulü gerekir.


Uyaptan Öğrenmesine Şeklindeki Ara Karar Yasal Değildir.

Davacı Vekilinin Duruşma Gününü Uyaptan Öğrenmesine Şeklindeki Ara Karar Yasal Olmayıp Gider Avansından Tebligat Masrafı Alınarak Davacı Vekiline Usulüne Uygun Tebligat Yapılarak Ya Da Uyap Üzerinden Davacı Vekiline Duruşma Günü Bildirilerek Davaya Katılımına Olanak Sağlanıp Sonucuna Göre Hüküm Kurulması Gerekir

 


Avukata posta yolu ile yapılan tebligat geçersizdir.

Yasal düzenlemelere göre; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu olup Elektronik tebligat adresi olan avukata posta yolu ile yapılan tebligat geçersizdir.


Dava dilekçesinde talep konusu yapılmayan bir işçilik alacağı kısmi ıslahla talep edilebilir.

Dava dilekçesinde talep konusu yapılmayan bir işçilik alacağı, dava konusu alacaklarla aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğmak şartıyla, ve bu alacağa ilişkin peşin harç yatırılmak kaydıyla kısmi ıslahla talep edilebilir.


Karşı Davanın Konusu Arabuluculuk Görüşmesinde Müzakere Edilmişse Ayrıca Arabuluculuk Başvurusu Gerekmez.

Asıl dava için yapılan arabuluculuk görüşmesinde karşı davanın konusunu oluşturan talepler de müzakere edilmişse, karşı dava için ayrıca arabuluculuk yoluna başvurulması gerekmez.


Seçimlik hakkın kullanılmasından sonra ıslah edilemeyeceği

Davacının dava dilekçesiyle tercih hakkını kullandığı, dava konusu işçilik alacaklarını “fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanan Türk Lirası” üzerinden ödenmesini istediği ve bu talebe değer verilmesi gerektiği


Taşınmazın Aynı İhtilaflı Olmadığından İlamın İnfazı İçin Kesinleşmesi Gerekmez.

Takip konusu ilamın incelenmesinde, fuzuli işgal nedenine dayalı olarak borçlunun taşınmaza el atmasının önlenmesine, tahliyeye ve haksız işgal tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği ve mahkemece de talep gibi karar verildiği görülmektedir. Bu durumda taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez. 


Reddedilen Kısmın Temyiz Sınırı Altında Kalması Halinde Temyiz Hakkı

Davada reddedilen kısmın temyiz sınırı altında kalması halinde davalı HMK 348/1 maddesi uyarınca ancak davacının temyizi halinde katılma yolu ile temyiz hakkına sahiptir.


İhtiyati haciz kararına ilişkin inceleme görevi, tasarrufun iptali davasının yargılamasında görevli olan ve tedbir kararını veren mahkemeye aittir.

İİK'nun 283/1. maddesine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklı tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde eder. İİK'nun 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra, ilgili tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, bu ihtiyati haciz kararı İİK’nun 257. ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati haciz kararından bu yönden de farklıdır.


İhtiyati Tedbirin İnfazına İlişkin İtirazları İnceleme Yetkisi

 ihtiyati tedbirin infazına ilişkin itirazları inceleme yetkisi kararı veren mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir kararının icra müdürünce uygulanmış olması bu durumu etkilemez. Zira icra müdürü anılan konuda ihtiyati tedbir infaz memurluğu görevini yapmaktadır.


Sonradan sunulan belgelerden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilemez.

Davada reddedilen miktarın tamamının sonradan sunulan belgelerin dikkate alınması sebebiyle olduğu anlaşıldığından davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerekir.


Çalışmanın Geç Bildirilmesi Halinde Başlangıçtaki Eksiklik İçin Hak Düşürücü Süre Fesihten İtibaren 5 Yıldır

Bu nedenle blok çalışmada bildirim öncesi çalışma dönemi yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini kabul etmek Kanun'daki açık düzenlemeye uygun olmayacağı gibi hak düşürücü sürenin işlevsiz hâle gelmesi sonucunu doğuracaktır. Kanun'un açık hükmü karşısında sigortalı lehine yorum ilkesinin uygulanması da mümkün olmayıp bu hâlde bildirim öncesi çalışma süresi bakımından sigortalının sigortalı hizmetlerinin sona ermesinden sonra hak düşürücü süre içinde dava açma hakkı devam etmektedir.


Haksız azil sonucunda avukat vekâlet ücretinin tamamına hak kazanır.

Avukatın kusur ve ihmaline dayalı olmaksızın yapılan haksız azil sonucunda, avukatın vekâlet ücretinin tamamı, dava lehe sonuçlanıp kesinleşmiş gibi,muaccel hâle gelir.Bu vekâlet ücreti “akdi” ve “yasal vekâlet ücretinin toplamından oluşmaktadır.


Tebligat Kanunu 21/2 Kapsamında Geçersiz Tebligat

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.


Elektronik Tebligat Adresi Bulunan Avukata Normal Yolla Yapılan Tebligat Yok Hükmündedir.

İlk derece mahkemesince; 28/03/2019 tarihinde borçlu vekilinin yüzüne karşı tefhimden itibaren 10 gün içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği, 02/04/2019 tarihinde borçlu vekili tarafından süre tulum dilekçesi sunulduğu, gerekçeli kararın borçlu vekiline posta yolu ile 08/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli istinaf dilekçesinin, posta yolu ile yapılan tebliğe göre 10 günlük sure geçtikten sonra 23/05/2019 tarihinde sunulduğu görülmüştür Ancak yasal düzenlemelere göre, tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin gerekçeli istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde; Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun gerekçeli istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yalnızca kamu düzenine aykırılık yönünden incelenerek karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.


Boşanan Eşin Aile Kavramı İçinde Bulunmadığı - Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Talebi/Eşlerin Birbirlerine Destek Olmadıkları Kabul Edilerek İstemin Reddi Gereği

Mahkemece davacı yararına destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat hükmolunmuştur. BOŞANMIŞ, YENİDEN EVLENMİŞ, YENİDEN EVLENİP BOŞANMIŞ EŞİN DURUMU, B.K.nun 47. maddesindeki aile kavramı içinde değildir. Bu itibarla manevi tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir. Yine boşanan eşlerin birbirlerine B.K.nun 45. maddesi anlamında destek olmadıkları kabul edilerek maddi tazminat isteminin de reddedilmesi gerekir.


Minibüs Şoförü İşçilik Alacağı Görevli Mahkeme İş Mahkemesi midir?

Uyuşmazlığın 4857 S. Kanun'un 4. Md. Sayılan İstisnalar Arasında Olduğunun Anlaşılması Halinde Dava Tarihi İtibariyle Görevsiz Olan İş Mahkemesinin Sonraki Tarihte Yürürlüğe Giren Bir Düzenleme İle Görevli Hale Geldiğinin Anlaşılması Halinde Dahi Davaya İş Mahkemesinde Devam Edileceği


UYAP üzerinden sehven yetkisiz mahkemeye dava açılması

Dosyanın hataen tevzii edildiği görülmekle, mahkemece işin esası incelenmeksizin dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekir.