Tebligat Kanunu 21/2 Kapsamında Geçersiz Tebligat

YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2021/5689
Karar Numarası: 2022/8160
Karar Tarihi: 13.12.2022

İLK DERECE MAHKEMESİ : BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi gereğince süre yönünden reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Bitlis ili, Merkez ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 737 ada 17 parsel sayılı taşınmazı dedesi ve babasından sonra kendisinin ekip biçerek kültür arazisi haline getirdiğini, kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2019/282 E., 2020/238 K. sayılı kararıyla; davacının iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı, dava dilekçesi, tanık, bilirkişi raporları ve tüm deliller dikkate alındığında davanın süresinde açıldığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.12.2020 tarihli ve 2020/572 Esas, 2020/558 Karar sayılı kararıyla; gerekçeli kararın davacıya 11.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 2 haftalık istinaf başvuru süresinin son gününün adli tatile rastladığı, 6100 sayılı HMK'nın 104. maddesi gereği, sürenin ayrıca bir karara gerek olmaksızın 07.09.2020 tarihine kadar uzatılmış sayılacağı, bu haliyle davacının 10.09.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin süresinden sonra verildiği gerekçesiyle, istinaf isteminin HMK’nın 352. maddesi uyarınca süreden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı, İlk Derece Mahkeme kararının kendisine ulaşmadığını, E-Devlet sisteminden kararı gördüğünü, yapılan tebligatın usule aykırı olduğunu, hakkının kısıtlandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, istinaf başvurusunun süreden reddi kararı temyiz edilmiştir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanun'un 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.

Yine, aynı Yasa'nın 21. maddesine göre, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (1) (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin;

31. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“(1) Tebliğ memuru; a) ..... veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları, b) ...... ya da kendilerine tebligat yapılabilecek kişilerin tebellüğden kaçınması, c) ....., gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması hallerinden biri gerçekleştiği takdirde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder.

...(2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.

...”

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, davacının vekili....’ın 17.07.2020 tarihli dilekçe ile vekillikten çekildiği, İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli gerekçeli kararının, davacının bilinen en son adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın; ‘’gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup tebliğ adresinin kapalı olması nedeniyle tebligat mahalle muhtarına tebliğ edildi, kapısına 2 no’lu ihbar yapıştırıldı,‘’ şerhi ile 11.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre, İlk Derece Mahkemesi kararının davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği söylenemez. Tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir. Bu hale göre, davacının istinaf dilekçesini sunması için Yasada öngörülen sürenin, usulsüz tebligat nedeniyle 11.08.2020 tarihinde başlamayacağı ortadadır.

3.3.2. Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekirken, tebligatın usulsüz olduğu gözardı edilerek istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, aynı Kanun'un 373/2. maddesi uyarınca istinaf incelemesi yapılması amacıyla dosyanın Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.