Anne ev Babaya Gelir Bağlanmasının Koşulları
Asıl dava için yapılan arabuluculuk görüşmesinde karşı davanın konusunu oluşturan talepler de müzakere edilmişse, karşı dava için ayrıca arabuluculuk yoluna başvurulması gerekmez.
Davacının dava dilekçesiyle tercih hakkını kullandığı, dava konusu işçilik alacaklarını “fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanan Türk Lirası” üzerinden ödenmesini istediği ve bu talebe değer verilmesi gerektiği
Dava, davalı banka tarafından kredi kullandırımı ve kredinin erken kapatılması sırasında alınan ücretlerin davalı bankadan istirdadı istemine ilişkindir. Somut olaya uygulanması gereken 6098 Sayılı TBK'nın 99. maddesi uyarınca konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacak ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Ancak yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Somut olayda davacıdan davalı Banka tarafından döviz cinsinden erken kapama komisyonu alınmış ise de, davada TL cinsinden talepte bulunan davacı alacaklının yargılama sırasında bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek borcun yabancı para üzerinden tahsilini isteyemeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yabancı para üzerinden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
gerçekleştirilen arama sayısı, aramaların ardışık ya da periyodik olup olmadığı, aramaların gerçekleştirildiği saatler, konuşma süreleri, sanığın farklı ankesörlü telefonlardan aranıp aranmadığı, ardışık aramaya dahil olan şahısların aynı birime mensup ve aynı rütbede olup olmadıkları, aramaları gizlemek için herhangi bir şifreleme yönteminin kullanılıp kullanılmadığı hususlarını gösterir bir analiz inceleme ve tespit raporunun düzenlettirilmesi, yine sanık ile birlikte ardışık arandığı tespit edilen şahıslar var ise bu şahıslarla ilgili herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığı belirlendikten sonra şahısların tüm aşama ifadelerinin getirtilerek gerekirse tanık olarak dinlenmeleri de sağlanarak sanık ile ilgili herhangi bir beyanlarının olup olmadığının tespiti ile sanığın beyanlarının doğruluğu da araştırılarak tüm bu belgelerin CMK'nın 217 inci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafıine okunup değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekir.
İcra emrinde, asıl alacak konumunda olan faiz alacağına yeniden faiz işletilmesi mümkün olmadığından, mahkemece alınan bilirkişi raporu sonucuna göre icra emrinde olması gereken alacak kalemleri tek tek belirtilerek icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, tümden iptal edilmesi ve bilirkişi raporunun kararın eki sayılarak infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm kurulmaması gerekmektedir.
Gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan ilamlar, kesinleşmeden icraya konabilir.
Takip konusu ilamın incelenmesinde, fuzuli işgal nedenine dayalı olarak borçlunun taşınmaza el atmasının önlenmesine, tahliyeye ve haksız işgal tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği ve mahkemece de talep gibi karar verildiği görülmektedir. Bu durumda taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez.
İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması durumunda, yapılan kısmı ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise mahsup işlemi BK.m 86 çerçevesinde yapılacaktır iş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür.
4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir(m.32/5). İş Hukuku mevzuatımızda Basın İş Kanununun 14.maddesi hariç, ücretin peşin ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle ücret çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelir.
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120.maddesi uyarınca işveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Yukarıda belirtilen diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdü gerçekleşir
ihtiyati tedbirin infazına ilişkin itirazları inceleme yetkisi kararı veren mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir kararının icra müdürünce uygulanmış olması bu durumu etkilemez. Zira icra müdürü anılan konuda ihtiyati tedbir infaz memurluğu görevini yapmaktadır.
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu, tasarrufun iptaline konu malın elden çıkarılması nedeni ile bedelinin nakden tazminine ilişkin dava sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayet niteliğinde olup, İİK.nun 261. maddesinin son fıkrasına göre bu şikayeti infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu ... İcra Mahkemesi incelemekle görevli ve yetkili olup, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve kurallar uyarınca şikayetçinin ileri sürdüğü şikayet nedenleri incelenerek oluşacak göre bir karar vermek gerekir
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra tasarrufun iptali davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirgin hale gelmiş olup 01.07.2012 tarihinden itibaren açılan davalara asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde görevli mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesince bakılacağı açıklığa kavuşmuştur. Somut olayda İİK. nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak eldeki dava açılmış, ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Görev konusu re’sen gözetilecek hususlardan olup mahkemece talep hakkında karar verilirken bu konuların göz önüne alınmaması hatalıdır.
İİK'nun 283/1. maddesine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklı tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde eder. İİK'nun 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra, ilgili tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, bu ihtiyati haciz kararı İİK’nun 257. ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati haciz kararından bu yönden de farklıdır.