YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/38198
Karar Numarası: 2023/984
Karar Tarihi: 07.03.2023
SAYISI : 2020/278 E., 2021/866 K.
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.01.2020 tarihli ve 2019/59 Esas, 2020/16 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 26.04.2021 tarihli ve 2020/278 Esas, 2021/866 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ilk derece mahkemesi hükmünün istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.09.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, sanığın ankesörle aramalarının dairenizin arama kriterlerine uymadığına, dosyada bulunan hiç kimsenin sanığı teşhis etmemiş ve hakkında herhangi bir suçlayıcı beyanda bulunmadığına, kanuna aykırı şekilde elde edilen HTS kayıtlarının bir geçerliliği olmadığına ve delil olarak kabul edilemeyeceğine, sanığı yüklenen suçu işlediğini kabule elverişli dışında her türlü şüphe ve tereddütten uzak cezalandırmaya yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine, eksik gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi hukuka ve insan haklarına aykırı olduğuna verilen mahkumiyet hükmünün sair nedenler ve resen dikkate alacağınız nedenlerle bozulmasına ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde subay olarak görev yaptığı, sanığın kullanmış olduğu 0538(...) (..) (..) nolu hattın, örgüt yapılanması içinde bulunan mahrem imamlarla görüşmeler yapmak için ankesörlü hatlardan arandığı, sanık alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini savunmuş ise de, sanığın Diyarbakır ilinde görev yaptığı tarihlerde birçok kez ankesörlü/sabit hatlardan arandığı, bu aramaların dışında kendisi gibi asker olan E.B. ile ardışık olarak arandığı, kendisiyle ardışık aranan E.B.; üniversite döneminde örgüt evine çay içmek için gittiğini, aralarında husumet bulunan şahısların ev imamı olarak verdikleri beyanları kabul etmediğini beyan etmesine karşın, hakkında beyanda bulunan birçok tanığın E.B'ı TSK mahrem yapılanma içinde olan şahıslardan olduğunu beyan ettiği, E.B'ın da sanıkla aynı dönemlerde Diyarbakır ilinde görev yaptığı, bu şekilde sanığın kamuya açık sabit hatlardan ardışık olarak arandığını gösteren kayıtlar, arama sayısı, aramaların periyodik olması, konuşma süreleri, sanığın farklı ankesörlü telefonlardan aranması, ardışık aramaya dahil olan şahısla aynı rütbede olması, sanık ile ardışık olarak aranan E.B. isimli şahıs hakkındaki mevcut delil durumu gözetildiğinde, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri mahrem yapılanmasında, gizliliği sağlamak amacıyla kullanılan ankesör araması olarak tabir edilen iletişim yöntemine dahil olduğunun ve sanığın örgütün mahrem imamları ile bu şekilde irtibat kurduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçunu işlediği mahkememizce sabit görülerek, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
1- Temyiz aşamasında dosyaya gönderildiği anlaşılan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun 2021/139499 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın eki olan ve sanıkla ardışık arandığı tespitini içeren 07.05.2021 tarihli tutanakta olay tarihinde Teğmen rütbesinde Diyarbakır Askerlik Şubesi Başkanlığında görev yaptığı anlaşılan Recep Kaya'ya ilişkin açılmış soruşturma ya da dava bulunup bulunmadığının araştırılarak varsa sanıkla alakalı evrakların onaylı suretlerinin dosya arasına alınması yine 2020/278 Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/278 Esas nolu dosyada Kazım Kartal isimli şahısla alakalı dosyada sanıkla alakalı bilgi, belgelerin onaylı suretlerinin dosya arasına alınması ile gerektiğinde tanık olarak dinlenilmesine, CMK'nın 217 inci maddesi gereğince duruşmada sanık ve müdafiine okunmasından sonra sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdiri gerektiği lüzumu,
2- Çalıştığı ilden sabit hatlardan arandığını bildiren sanığın, görev yaptığı yerler itibariyle başka yerlerde hakkında ankesör veya sabit hatlardan periyodik ya da ardışık aramalarının olduğuna yönelik herhangi bir kayıt, soruşturma veya kovuşturmanın olup olmadığının sanığın çeşitli kurum ve kuruluşlara (hesabının bulunduğu bankalar, görev yapmış olduğu yerler, ÖSYM vb) bildirdiği telefon hatları üzerinden de araştırıma yapılarak saptanması, varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, kayıtlar üzerinde bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak “gerçekleştirilen arama sayısı, aramaların ardışık ya da periyodik olup olmadığı, aramaların gerçekleştirildiği saatler, konuşma süreleri, sanığın farklı ankesörlü telefonlardan aranıp aranmadığı, ardışık aramaya dahil olan şahısların aynı birime mensup ve aynı rütbede olup olmadıkları, aramaları gizlemek için herhangi bir şifreleme yönteminin kullanılıp kullanılmadığı” hususlarını gösterir bir analiz inceleme ve tespit raporunun düzenlettirilmesi, yine sanık ile birlikte ardışık arandığı tespit edilen şahıslar var ise bu şahıslarla ilgili herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığı belirlendikten sonra şahısların tüm aşama ifadelerinin getirtilerek gerekirse tanık olarak dinlenmeleri de sağlanarak sanık ile ilgili herhangi bir beyanlarının olup olmadığının tespiti ile sanığın beyanlarının doğruluğu da araştırılarak tüm bu belgelerin CMK'nın 217 inci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafıine okunup değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmaktadır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 26.04.2021 tarihli ve 2020/278 Esas, 2021/866 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.03.2023 tarihinde karar verildi.