Anne ev Babaya Gelir Bağlanmasının Koşulları
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13)Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte birid
Dairenin genel ilkelerine göre kural olarak; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5'er, anne çalışmıyorsa, sadece babadan %5 oranında yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda yetiştirme gideri yapılıp yapılmadığı belirsiz olup denetlenememektedir.
Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda bahsi geçen ilke ve açıklamalar ve somut olayın özelliğine uygun olmayıp hüküm kurmaya elverişli değildir. Hakem Heyetince açıklanan yönler gözetilerek, küçüğe yapılacak bakım ve yetiştirme giderlerinin bilirkişiden alınacak ek rapor ile belirlenerek hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Türk Medeni Kanunu'nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı Yasa'nın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir. Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ve hayatta olup olmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir.
Dairenin genel ilkelerine göre kural olarak; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5'er, anne çalışmıyorsa, sadece babadan %5 oranında yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda, davacı babanın 06/10/2019 tarihinde vefat etmiş olduğu anlaşılmakla, somut olayın özelliği gereği babanın vefatı sonrasında %5 oranında yetiştirme giderinden sağ kalan annenin sorumlu olmak durumunda kaldığı hususu aşikardır.
Dairemiz uygulamalarına göre, hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem için de anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14'er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir.
Yargıtay “Hukuk Daireleri” arasında işbölümü, temyiz incelemesinin sonuçlandırılmasında zaman kayıplarını önlemek, uzmanlaşmayı, akademik çalışma ve işbirliğini desteklemek, hukuksal sorunların çözümünde sorumluluk üstlenerek yönlendirici olabilmek ve Hukuk Dairelerinin hukuksal kimliklerini güçlendirmek amacıyla, aşağıda yer alan "ihtisas alanı ve temel görev esasları" çerçevesinde yapılır.
Dava konusu olayda davacının evine hırsız girdiği belirtilerek yetkili mercilere müracaatta bulunulmuştur. Mahkemece rizikonun gerçekleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de ispat yükü davalı ... şirketinde olup davacının evine hırsız girdiği ve ziynet eşyalarının çalındığı iddiasının aksini davalı ... şirketi ispatlamakla yükümlüdür. Kaldı ki, kolluk tutanaklarından davacının konutunda hırsızlık olayının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ispat yükünün davacıda bulunduğu kabul kabul edilerek yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş
Davalı Bakanlık harçtan muaf olmasına rağmen, hükümde harçlardan sorumlu tutulması isabetsiz olduğundan, davalı Bakanlık'ın bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davalı … Yemek...Ltd. Şti.'nin istinaf başvurusunun HMK'nın .. maddesi uyarınca esastan reddine; davalı Bakanlık'ın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yargılamada eksiklik bulunmadığından ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından, HMK'nın … maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hak sahipi anne-babaya destekten yoksun kalma tazminatının verilebilmesi, 506 sayılı Yasa'nın 24.maddesi uyarınca ölen sigortalılının sağlığında anne babasının geçimlerini sağladığını kabulü için sigortalının onlara sürekli düzenli ve günlük gereksiminlerini karşılayacak önemde yardımda bulunması, ana babanında durumları bakımından sigortalının bu yardımlarına gereksimleri olmasının belirlenerek SSK'ca anne babaya gelir bağlanması koşuldur.
Sigortalının ölümü halinde anne ve babasına ölüm sigortası kolundan aylık bağlanabilmesi, sigortalının sağlığında anne ve babasının geçimlerini sağlıyor olması koşuluna bağlıdır.
İş kazası nedeniyle işçinin ölümü halinde ana ve baba yararına maddi tazminata karar verilebilmesi için ana ve babaya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kısa vadeli sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerekmektedir.
Dava, trafik kazasındaki ölümden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. Mahkemece ölen Fatih'in, anne, baba ve küçük kardeşi İsmail'e destek olup olmadığı yönünden davacı anne-babanın sosyal ve ekonomik durumlarının tespiti bakımından yapılan araştırmada, annenin arsaları ve üç katlı evinin bulunduğu, bu evlerden birinde eşiyle ve küçük İsmail ile yaşadıkları, diğer bir katta da ölenin eşi ve çocuğuyla birlikte yaşadığı, babanın ise emekli maaşı aldığı ve arsasının olduğu, iş bulduğunda inşaatlarda çalıştığı, ölenden başka destek olabilecek başka reşit kardeş de bulunduğu anlaşılmış, tanık beyanlarından da ölenin eşi ve çocuğuyla annesinin evinde bir alt katta oturdukları, anne ve babasının evinde yemek yedikleri, elektrik-su faturalarının dahi baba Sena tarafından ödendiği ifade edilmiş olduğu halde, ölenin anne, baba ve küçük kardeş İsmail'e desteklik durumu olmadığı anlaşılmasına göre bu davacılar hakkında destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
Dava nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkin olduğundan haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu bakımından davanın niteliği gözetilerek öncelikle hak sahiplerine SGK tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gelir bağlanmış ise bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gelir bağlanmamış ise bu yön hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine gelir bağlanması için SGK Başkanlığına karşı dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.