Aile Hukuku İçtihatlar
Boşanma (velayet) davasına ilişkin olarak ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki, gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç çocuğun babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bir heyetten rapor alınarak, her iki ebeveyn ve ortak çocuk Yiğitcan ile görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı, çocuğun halen hangi taraf yanında yaşadığı araştırıldıktan ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerekirse çocuğun beyanına da başvurularak gerçekleşecek sonucu uyarınca velayet hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Bu durumda; dava dilekçesinin davalıya 31.05.2012 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil (HMK. M. 129/1-e) bulunmadığından yerel mahkemenin davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkân bulunmadığının kabulü gerekir.
Davacı kadının dava dilekçesinin diğer tarafa tebliği üzerine davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmak üzere süre uzatım talebinde bulunulmuş; mahkemece süre uzatım talebini içeren dilekçenin üzerine atılan paraf ile karşı tarafa tebliğine karar verilmiş ancak süre uzatım talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Dava devam ederken, karşı tarafa tebliğ edilen bu beyana karşı davacı kadın tarafından bir cevap verilmiş ve bu cevap dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden önce davalı erkek tarafından 12.02.2015 havale tarihli cevap dilekçesi sunulmuş, davalı tarafça dosyaya ibraz olunan bu beyan dilekçesinin erkek tarafından davaya sunulmuş cevap dilekçesi olduğunun kabulü zorunlu hale gelmiştir.
Süre Uzatım Talebi Hakkında Davalı Tarafa Usulünce Tebliğ Olunmuş Bir Süre Uzatım Kararı Yoksa, Davalının Davaya Cevap Verme Süresinin Başlamaz - Yargılama Sırasında Hangi Tarihte Olursa Olsun Sonradan Sunulan Cevap Dilekçesinin de Süresinde Olduğu Kabul Edilmelidir.