Rapor Tarihindeki Bakiye Ömrün Hesabı Hatalı Olup Kaza Tarihindeki Yaşına Göre Bakiye Ömür Hesabı Yapılmalıdır.

YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2021/13782
Karar Numarası: 2022/9012
Karar Tarihi: 17.06.2022

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; talebin kabulü ile 80.427,60 TL’nin tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazın reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Davaya konu kazanın gerçekleştiği tarih (16/03/2018) itibariyle 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlükte olup, davacının maluliyetinin bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir. Bu yönetmeliğin 2 nolu ek cetveli olan özür oranları cetvelinin "alt ekstremiteye ait sorunlarda özürlülük oranları" başlıklı 3.maddesinde " ... özürlülük hastanın mevcut durumuna göre belirlenmeli, kişi özrünün zaman içerisinde değişebilme ihtimali varsa rapor süreli olarak verilmelidir. Devamlı özürlülük raporu verilmeden önce, hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmelidir. Alt ekstremitenin sürekli bozukluklarının değerlendirilmesinde anatomik, tanısal ve fonksiyonel yöntemler kullanılır" düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan rapor, kazadan yaklaşık 10 ay sonra alınmış olup düzenlenen raporda, her ne kadar 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ekindeki cetveller kullanılarak belirleme yapılması yerinde ise de, davacıda kaza nedeniyle oluşan maluliyete esas arazın alt ekstremiteye ait olduğu gözetildiğinde maluliyet oranının tespiti için yönetmelikteki bir yıllık sürenin beklenmediği ve bu hususta bir değerlendirme de yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bu süre zarfında bir yıllık sürenin geçtiği değerlendirilerek, davacının yeniden muayenesi de yapılarak kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

3-Somut olayda karara esas alınan tazminat raporunda davacının bakiye ömrünün tespitinde isabetli olarak TRH 2010 tablosu kullanılmış ise de raporun içeriğinden davacının bakiye ömrünün kaç yıl olarak esas alındığı anlaşılamamakta, rapor bu yönüyle denetlenememektedir.

Buna göre tazminat bilirkişisinden, davacının kaza tarihindeki yaşı esas alınarak TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömrünün belirlenmesi yönünden davalının itirazlarını da karşılar nitelikte ek rapor alınarak (temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da dikkate alınmak kaydı ile) hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.