Ölüme Bağlı Maddi Tazminat Hesaplamasında Bozma Sonrası Esas Alınacak Ücret

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

E. 2021/20414
K. 2022/3521
T. 28.2.2022

DAVA : Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen, gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 26/05/2021 gün ve 2021/989- 2021/1838 Sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı ...'un müvekkiline av tüfeği ile ateş etmesi sonucu yaralanarak malul kaldığını, davacının olaydan önce kaynak ustası olarak çalışarak geçimini sağladığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 150.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, 15/03/2016 tarihli karar ile; maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüyle 119.700,21 TL işgörmezlik tazminatı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07/06/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 03/07/2019 gün 2017/3739 E-2019/3779 K sayılı ilamı ile maddi tazminat hesabında davacının olay tarihinde sürekli çalıştığı bir işi olup olmadığı araştırılmadan ve bilirkişi raporunda tazminat hesabına esas alınan ücretin, asgari ücret miktarından ayrılma nedeni delilleriyle birlikte gösterilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, manevi tazminat talebi bakımından karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat bakımından karara karşı davalı tarafın temyiz talebinde bulunması nedeniyle davalı lehine usuli kazanılmış hak doğması ve 2021 yılı asgari ücret miktarı dikkate alındığında maddi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 119.700,21 TL işgörmezlik zararının olay tarihi olan 07/06/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar (müteveffa davalı ... mirasçıları) vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 26/05/2021 gün 2021/989 E-2021/1838 K sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiş, davacı vekili ve davalılar (müteveffa davalı ... mirasçıları) vekili tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.

1-)Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin incelenmesinde;

Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları reddedilmelidir.

2-)Davacı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarına gelince;

Her ne kadar, mahkemenin manevi tazminat talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat bakımından davanın kısmen kabulüne ilişkin 12/01/2021 tarihli kararı Dairemizce onanmış ise de;

Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak denir. Mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 Sayılı Kanun/HMK) “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Konu, yargı içtihadı ile gelişmiştir.

Bu aşamada asgari ücret ile ilgili olarak gerçek zarar hesabına etkisi nedeniyle açıklamalar yapılması gerekmektedir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 39. maddesine göre: “İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir.” 01/08/2004 tarihli ve 25540 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Asgari Ücret Yönetmeliğinin (Yönetmelik) "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde, “Asgari ücret; işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.

Asgari ücret, tüm çalışanlar için uygulanması zorunlu “taban ücret” tir. Asgari ücretin, işçilerin yaptıkları işe uygun ve insanlık onuruna yaraşır bir yaşam seviyesini sağlaması için gerekli olan en az ücreti ifade ettiği ve adil bir ücret elde edilmesi, böylece çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarının düzeltilmesi amacına yönelik olduğu gözetildiğinde asgari ücretin kamu düzeni ile ilgili olduğu ve bunun altında bir ücretten söz edilemeyeceği, asgari ücretin altında kararlaştırılan ücretlerin ve buna ilişkin sözleşmelerin geçerli olmadığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

Kamu düzeni; toplumun temel yapısını ve bireylerin güvenlik, huzur ve sağlık içinde yaşamaları için kamusal yararları koruyan; devletin güvenliğini, düzenini ve bireyler arasındaki ilişkilerde hukuku sağlamaya yarayan kurallar bütününün oluşturduğu hukuk düzenidir (Türk Hukuk Lügatı, Ankara, 2021 Baskı, Cilt-I, s.636).

Kamu düzeniyle ilgili durumlarda, kazanılmış usulî haktan söz edilemeyecektir. Bu niteliği dikkate alındığında asgari ücretteki değişiklikler de usulî kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde bulunup aynı davada ve yargılamanın her aşamasında hâkim tarafından re'sen gözetilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28/01/2004 tarihli, 2004/10-24 E., 2004/47 K. sayılı kararında da aynı yaklaşım benimsenmiştir.

Tazminat hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınmasının nedeni tazminatların hesaplanma yöntemiyle ilgili olup tazminat miktarının belirlenmesi ileriye dönük varsayımsal hesaplamaları gerektirmesi ve gerçek belli iken varsayıma dayalı hesaplama yapılıp buna göre karar verilmesinin mümkün olmaması esasına dayalıdır. Bu durumun “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesine uygun olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/05/1991 tarih 1991/9-102 E., 1991/267 K. sayılı kararında da belirtilmiştir.

Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması hâlinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usulî kazanılmış hak oluşturan durumlarında gözetilmesi gerekmektedir.

Somut olayda 07/06/2002 tarihinde davalı ...'un davacıya av tüfeği ile ateş etmesi sonucu davacının yaralanarak malul kaldığı, davacı tarafından bu nedenle maddi ve manevi tazminat istemli eldeki davanın açıldığı, mahkemece yargılama sırasında 16/10/2015 tarihli hesap raporunun alındığı, raporda davacının kaynak ustası olarak kabul edildiği, meslek odalarından temin edilen 2014 yılındaki ortalama kaynak ustası gelirinin 1.800,00 TL olduğu, bu miktarın 2014 yılı net asgari ücret miktarına oranlandığında davacının gelirinin asgari ücretin 2,02 katı olduğu, bu miktara göre yapılan hesaplama sonucunda davacının geçici ve sürekli işgöremezlik zararının toplam 198.304,68 TL olduğu, mahkemece 15/03/2016 tarihli ilk kararda; 16/10/2015 tarihli hesap raporu benimsenerek raporda hesaplanan 198.304,68 TL üzerinden ceza dosyasındaki haksız tahrik oranına göre % 33 oranında indirim yapıldığı bulunan 132.864,13 TL miktarı üzerinden davalı tarafça yapılan 13.163,92 TL tutarındaki kısmi ödeme mahsup edilince bakiye işgöremezlik tazminatı miktarının 119.700,21 TL olduğu kabul edilerek maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüyle 119.700,21 TL işgörmezlik tazminatı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın sadece davalı vekilince temyiz edildiği Dairemizin 03/07/2019 gün 2017/3739 E-2019/3779 K sayılı ilamı ile maddi tazminat hesabında davacının olay tarihinde sürekli çalıştığı bir işi olup olmadığı araştırılmadan ve bilirkişi raporunda tazminat hesabına esas alınan ücretin, asgari ücret miktarından ayrılma nedeni delilleriyle birlikte gösterilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, bozma kararı sonrasında mahkemece emsal ücret araştırması yapıldığı ancak davacı tarafın olaydan önce kaynak ustası olarak çalıştığı hususunu ispat edemediği, buna göre mahkemece davacının asgari ücret kadar geliri olduğu kanaatine varıldığı, mahkemece verilen ilk karardaki tazminat miktarına karşı davacı tarafça temyiz kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle bu hususun davalı lehine usuli kazanılmış hak meydana getirdiği, asgari ücretin kamu düzeninden olması nedeniyle re'sen nazara alınması gerektiği, karar tarihindeki (2021 yılı) brüt asgari ücret miktarı olan 3.557,50 TL ile ilk kararda benimsenen bilirkişi raporunda davacının geliri olarak esas alınan 1.800,00 TL'nin kıyaslandığı, 2021 yılındaki asgari ücretin 1.800 TL'nin çok üzerinde olduğu gerekçesiyle bozma sonrası güncellenen yeni asgari ücret verilerine göre yeniden hesap bilirkişi raporu alınmaksızın, bozmadan önceki ilk kararda hükmedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davacı lehine 119.700,21 TL işgörmezlik tazminatının hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.

Şu durumda yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece verilen ilk karara yönelik davacı vekilinin maddi tazminatın hesabı noktasında bir temyiz itirazının bulunmadığı, davalı vekilinin ise davacının kaynak ustası olduğu kabul edilerek asgari ücretin 2,02 katı üzerinden tazminat hesaplamasına yönelik temyiz itirazının bulunduğu, Dairemizce davacının gelirine esas alınan ücretin belirlenmesi hususunda kararın bozulduğu, bozma sonrasında mahkemece davacının gelirine ilişkin araştırma yıldığı ancak davacının kaynak ustası oluşunu ve asgari ücret üzerinde geliri olduğunu ispat edemediği, buna göre mahkemece davacının asgari ücret düzeyinde geliri olduğu kabul ederek hüküm kurulduğu, ancak bozma sonrasında kamu düzeniyle ilgili durumlarda, kazanılmış usulî haktan söz edilemeyeceği, bu niteliği dikkate alındığında asgari ücretteki değişikliklerin usulî kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde bulunduğu ve yargılamanın her aşamasında hâkim tarafından re'sen gözetileceği dikkate alınarak hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınmak suretiyle yeniden hesap raporu alınması ve oluşacak sonuca göre ilk kararı temyiz eden davalı tarafın usulî kazanılmış hakkı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 26/05/2021 gün 2021/989 E-2021/1838 K sayılı onama ilamı ortadan kaldırılarak davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle 12/01/2021 tarihli hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

3-)Davalılar (müteveffa davalı ... mirasçıları) vekilinin karar düzeltme talebinin incelenmesinde;

Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 26/05/2021 gün 2021/989 E-2021/1838 K sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle hükmün BOZULMASINA; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davacı vekilinin diğer, davalılar vekilinin tüm karar düzeltme itirazlarının (1) ve (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 660,00 TL para cezasının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 44,70 TL kalan red harcının karar düzeltme isteyen davalılardan alınmasına, tashihi karar peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.