T.C
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2014/4346
KARAR NO.2014/7087
KARAR TARİHİ.12/03/2014
MAHKEMESİ : Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2013
NUMARASI : 2013/926-2013/1201
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, borçlu hakkında “senetli 500 gr 22 ayar altın bilezik alacağı” borç sebebine dayalı olarak 42.860,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 29.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine 25.09.2013 tarihinde başvurusunda; altın alacağı için ilamsız takip yapılamayacağını, bunun süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek takibin iptalini talep ettiği mahkemece; “09.07.1941 tarih 32/28 sayılı İçtihadı birleştirme kararında belirtildiği üzere, İİK'nun 42. maddesine gereğince para borcunun ödenmesine ve teminatın verilmesine münhasır bulunan ilamsız takiplere ilişkin hükümlerin altın alacaklarında uygulanmasının mümkün olmadığı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu” gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
İİK'nun 42. maddesinde; “Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar takip talebiyle başlar ve haciz yoluyla veya rehinin paraya çevrilmesi yahut iflas suretiyle cereyan eder” hükmüne yer verilmiştir.
Konusu altın olan alacaklar için ilamsız takibe girişilemez. Şayet, alacaklı takip talebinde altın alacağının aynen verilmesini istemiş ise, bu bir menkul mal teslimi olduğundan genel haciz yoluyla adi takip olanaklı değildir ve bu halde, altın alacağının icra dairesince tahsili yoluna gidilemeyeceğine ilişkin 09.07.1941 tarih 32/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararındaki görüş yerinde olacaktır. Buna karşılık, alacaklı takip talebinde altın alacağı karşılığı olan parayı istemekte ise; bu halde sonuç itibariyle talep edilen Türk parası olduğundan, genel haciz yoluyla ilamsız takip olanaklıdır. İcra İflas Kanunu’nun 42. maddesindeki “Bir paranın ödenmesine…” deyimi ile, ancak para alacakları için adi takibe başvurulabileceği açıkça belirtildiğinden; altın alacağının aynen verilmesi gibi, konusu para ödenmesinden başka bir şey olan alacak ilamsız takibe konu edildiğinde, borçlunun süresiz şikayet yoluna başvurabileceği kuşkusuzdur. Takibe konu alacağın menkul mal hükmünde olan altın teslimine değil para alacağına ilişkin bulunması ve İİK' nun 42. maddesi çerçevesinde ilamsız takibe konu edilebilmesi halinde şikayetçi borçlular süresiz şikayet yoluna başvuramayacaklardır (Yargıtay HGK 11.05.2011 tarih 2010/12-724 E., 2011/289 K.).
Somut olayda takip bizatihi altın alacağına ilişkin olmayıp, ödenmediği ileri sürülen “senetli 500 gr 22 ayar altın bilezik ” bedeline ilişkin para alacağıdır. Para alacağına ilişkin miktar ve tutar açıkça takip talebinde gösterilmiştir. Bu durumda takibe konu alacağın menkul mal hükmünde olan altın teslimine değil para alacağına ilişkin bulunması karşısında İİK' nun 42. maddesi çerçevesinde genel haciz yolu ile ilamsız takibe konu edilebilmesi mümkün olduğundan şikayete konu edilen işlemde 9.7.1941 tarih, 32/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama alanı yoktur.
Konu ile ilgili İİK'nun 16/1. maddesinde; "icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleleri hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabileceği ve şikayetin bu muamelelerin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapılacağı" açıklanmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Şikayete konu edilen işlem yukarıda açıklanan hali ile anılan bu maddenin birinci fıkrası kapsamında olup maddenin ikinci fıkrasının uygulama yeri bulunmamaktadır. O halde, şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.