Hak Sahiplerinin Gelirlerinin Fiili Ödemeye Dönüşmesi Durumunda Rücu Hakkının Değerlendirilmesi

YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/833
Karar Numarası: 2015/3071
Karar Tarihi: 24.02.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, 10.5.1997 tarihinde meydana gelen iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının, ilk rücu davasından bakiye kusur karşılığının, ayrıca, iki hak sahibi yönünden de yapılan evlenme yardımı nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, hak sahiplerine bağlanan gelirler fiili ödemeye dönüşmüş ise, ilk peşin değerli gelir ile fiili ödemeler karşılaştırıldığında, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarının kusur karşılığından düşük ise o takdirde, ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine, fiili ödeme miktarının kusur karşılığı, ilk peşin değerin kusur karşılığından düşük ise o taktirde de fiili ödeme miktarı esas alınması gerekmektedir.

Dosya kapsamına göre, hak sahiplerine bağlanan ilk peşin değerlerin fiili ödeme tutarlarından daha düşük olduğu ve toplam ilk peşin değer 2.304,41 TL olup, bakiye kusur karşılığı olan 1.313,97 TL' e hükmedilmesi gerekirken, bir kısım hak sahipleri yönünden yüksek olan fiil ödeme tutarının esas alınarak fazlaya hükmedilmesi isabetsizdir.

Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ:Hüküm fıkrasının silinerek, yerine, ''Davanın kısmen kabulü ile; 1.313,97 TL ilk PSD ve 1.419,46 evlenme yardımı olmak üzere toplam 2.733,43 TL Kurum alacağının onay ve ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya yönelik talebin reddine, 2-)186,72 TL harcın davalıdan alınmasına, 3-)Davacı vekili için 440 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-)Davalı vekili için 440 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-)Davacı tarafça yapılan 917,6 TL yargılama giderinin 743,25 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-)Tarafların yatırdığı gider avansının HMK 333. md. gereğince kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,'' yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 24.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.